Bir baba için evladı neyse, bir mucit için de icadı öyledir. Düşünsenize harcadığınız emeği… Bir mucit için icadını güzel yerlerde görmek belki de en önemli şeylerden biridir. Bu yazımızda şanssızlık yüzünden icatlarından büyük kazançlar elde etmenin köşesinden dönmüş mucitleri işleyeceğiz. Şanssızlıklarla dolu olan hayatlara bir göz atalım.
Başarılı bir bilgisayar mühendisi olan Prof. Tim Berners-Lee, vizyon sahibi kişiliği ile 1989 yılında aynı yerde olmayan insanların bir birileriyle iletişime geçebilmeleri ve bilgilerini paylaşabilmeleri için Word Wide Web yani www’yu icat etti. Aynı zamanda kullanılan ilk internet tarayıcısı da onun icadı. Onun icadı sayesinde şuan dünya üzerindeki milyarderleri düşündüğümüzde sadece 50 milyon dolar birikim yapmış olması ne kadar şanssız olduğunu gösteriyor. Her şeye rağmen www için kendisine teşekkürü bir borç biliriz.
Otomobil denildiği zaman akla gelen ilk isimler hiç şüphesiz ki Karl Benz, Henry Ford ve Enzo Ferrari gibi isimler olmaktadır. Fakat günümüzde kullandığımız benzinli otomobillerin atasını Charles Duryea ve ve Frank Duryea kardeşler icat etmiştir. Sene 1896’da bisiklet üreticisi Duryea kardeşler, benzinli araba yapmayı akıllarına getirmiş ve ilk benzinli otomobili üretmeyi başarmışlar ama işler çok ters gitmiş ve ürettikleri arabanın düşük satış sayısından dolayı 1914 yılında iflas etmişler.
Bu iflasın üzerinden çok zaman geçmeden araba üreticisi Henry Ford aynı teknolojiyi kullanarak 250.000 araç satmayı başarmış ve adını tarihe yazdırmış.
Charles Goodyear, kendisini plastik teknolojisine adamış ve en iyi prezervatiflerden yağmurluğa kadar plastikle ilgili bir çok şey üretmiştir. Fakat son icadı adının tarihe yazılmasına neden olması gerekirken, pek çok kimsenin tanımadığı biri olarak kalmıştır. Kullandığımız arabanın parçaları arasında en önemli yere sahip olan lastikler Charles Goodyear tarafından icat edilmiştir. Bu icadı o zamanlar onu kurtarmaya yetmediği gibi öldüğünde arkasında 200 bin dolar borç bırakmıştır.
19. yüzyıla kadar dünyanın sıvı yakıt ihtiyacı genellikle balina yağından sağlanıyordu. O dönemlerde Edwin Drake ise yer altından gelen ve kendisinin Kaya Yağı ismini verdiği ve yanıcı olan siyah renkli pis sıvıyı bir şekilde çıkartabilirse balina yağına alternatif olarak çok daha düşük fiyatla satabileceğini düşündü. Bu düşünce etrafında çalışmaya başlayan Edwin Drake, Pensilvanya’da dünyanın ilk petrol kuyusunu açmış oldu. Sizin de tahmin edeceğiniz gibi bizim yanıcı siyah pis sıvıda petrol oluyor. Bu kadar şeyi düşünen adam bu icadının patentini almış olsa şimdilerde torunlarının bile dünyanın açık ara en zengin insanı olma ihtimali çok yüksekti. Bunun yerine bir patent mağduru daha ortaya çıkmış oldu.
Son yüzyılda yapılan ve günlük hayatımızda yer eden icatları düşünün, bunlardan en etkileyici olanlarından biri şüphesiz ki fareydi. İşaretleyerek ve tıklayarak bilgisayar üzerinde kontrol sağlayan bu cihazın olmadığını düşünün. Yerine neyi, nasıl kullanırdık? İlk fare tahtadan yapılmıştı ve tekerlekleri vardı. İmleci ekran üzerinde X-Y pozisyonlama yöntemiyle hareket ettiriyordu. Douglas Engelbart tarafından icat edilen farenin mucidini trilyoner ettiğini düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. 1963’te fareyi icat eden Engelbart, 1967’de icadının patentini almış. Stanford Araştırma Enstitüsü’nde ilk prototipi üretildiği halde neredeyse yirmi yıl boyunca yaygınlaşmadı. Fakat daha sonra Apple’ın Mac bilgisayarının tanıtıldığı basın toplantısında, fareleri tüm dünya tanımış oldu. TheNextWeb‘in yer verdiği Engelbart zamanının çok ötesinde bir mucit olarak tarihe geçti. Ancak malesef icat ettiği cihazın, PC’lerde kullanılmaya başlamasından çok önce patent süresi bitmişti. Hoparlörler hakkında yapılan bir konferans sırasında çok sıkılınca hayalini kurduğu fareyi icat eden ve bunu geliştiren Engelbart’ın aklındaki soru hep aynıydı: “Bu aleti nasıl insan zekasına destek verecek, zeka yükseltecek hale getirebilir, kullanımını yaygınlaştırabilirim?” Yine de Engelbart, patent süresi dolduktan sonra 40 bin dolara Apple tarafından lisanslanan farenin ekmeğini yiyemedi.
Tim Berners-Lee

Charles Duryea

Charles Goodyear

John Shepherd-Barron

Şimdi canınız istediği zaman bir ATM’ye gidip para çekebiliyorsunuz ama bu durum her zaman için böyle değildi. John Shepherd-Barron isimli mucit bunu düşünene kadar banka şubeleri kapanmadan önce yetişmeniz gerekiyordu yoksa bir sonraki güne kalıyordunuz.
Mucidimiz de bir kaç kere bankaların bu sıkıntısından muzdarip olunca aklına otomatik para çekme makinesi yapmak gelmiş. Kendine dondurma otomatlarının çalışma prensibini örnek olan mucit, bu icat fikrini Barclays Bankası ile paylaşıyor ve ilk ATM’yi icat ediyor.
İcat edildiği ilk zamanlarda atm şifresi 6 rakamdan oluşan vatandaşlık numaralarıydı fakat John Shepherd-Barron’un karısı bu şifreyi hep unutmaya başlayınca, şanssız mucit 4 basamaklı ATM şifresi standardını da buluyor. İnsanların hayatını kolaylaştıran bu müthiş icada rağmen icadının Patentini alamaması dünyanın en zenginlerinden birisi olamamasıyla sonuçlanıyor.
Edwin Drake

Douglas Engelbart
